22 Haziran 2008 Pazar

Superman Olmak İstemiyom Anne:):):)


''Biraz ukalayım kendime göre hergün aynı hikaye de kahramanım yoruldum anlatamıyorum superman olmak istemiyom anne.Elim cebimde temiz bir çocuktum.Tsubasa gibi topa vurmak isterdim hep sonunda hayalim oldu içimde yanan ateşin adını buldum.Çok birşey istemem huzurum olsun.Dünya malı evet hergün oğlum.Beyaz büyük bir arabam olsun 6000 devirde gürültü kopsun.Ben büyüdüm adam oldum.İşler değişti bugün yakışıklı adam,detone vokallerime bile bayılır kızlar.
Beni hasta ettin anlamıyorsun komplekslerimin üstüne hiç yoktur.Paranoyak megolaman adı her neyse benim;hepsi ben de hepsi tepemde,kur kafanda kur yunus emre iyi niyetli iyi insan şimdi nasılsın iyi çocuğun da derdi budur aslen.
Derler bana sen manyağın tekisin tatlı bir tipsin ama biraz delisin,benim evimde benim huzurum kaçtı.''

Bu sözleri Yunus Emre'yle Frekans yazmış...Bir baktım sanki benim gibi sanki ben de yazsam böyle yazardım.Güzel olmuş.Ben de yazayım dedim:):):)(çok ufacık ufacık değişiklikler yaptım ama birşey olmaz herhalde:))
Bu sözler şarkı halinde ama karar veremedim koysam mı ki bloga diye...Ama zaten albümü her yerden bulabilirsiniz.Underground olduğu için sorun olmaz...İyi o zaman...


Sağlıcakla kalın...


İyi günler...

21 Haziran 2008 Cumartesi

Söylenecek Söz Yok


Artık bu noktadan sonra birşey söylenecek gibi durmuyor.Maç çok güzeldi.Son dakika Rüştü'nün yediği küfürlerin haddi hesabı olduğunu sanmıyorum...
Herkes Türkiye'nin attığı gol dakikasında dua ediyordu işte o dualar büyük ölçüde işe yaradı.Resmen bir mucize gerçekleti sahada...
Hırvatların teknik direktörleri de az fırlama değildi...O adam zaten euro 2008'in en genç teknik direktörüymüş ve profesyonel bir rock grubu var...Küpeden belliydi zaten:)
Maçı şimdi Semih Şentürk kazandı desek yanılmış sayılmayız...Tabi ki de öteki futbolcularımız da çok ter döktüler de gene de Semih'in yeri bir başka...Allah'ın müslümanlara bir armağını sayılabilecek bir durum...
Hırvatların maçı kaybettikleri zaman ağladıkları sırada içimden ''siz de müslüman olsaydınız siz de kazanırdınız'' demek geçti,dedim de zaten aile içinde:)
Öyle işte Türkler bir mucize daha yaşadı...''Allah'a şükürler olsun'' demekten başka birşey gelmez elimizden...
Yalnız bu güzel olayları kutlama kisvesi altında iğrençliklerini insanlarla paylaşan magandalara da göz açtırmamalıyız.Nedir o silahlar öyle pat pat.Yazık günah ya silah zaten iyi birşey olsa savaşlarda kullanılmazdı.Allah korusun böyle güzel günlerde kutlamalara gölge düşürecek davranışlarda bulunmayalım...

Evet sosyal mesajı da verdikten sonra...:)

Şaka bir yana bunlar önemli şeyler dikkat edilmesi gerekiyor...

Bir kez daha Millilerimizi özellikle de Semih Şentürk'ü kutluyor başarılarının devamını diliyorum...

Sağlıcakla kalın..
.


İyi günler...

20 Haziran 2008 Cuma

Tebrikler... 1000 Gösterimi Geçtik 1001 Gösterim Olduk...

Allah'ım bugünleri de gördük şükürler olsun...

Evet değerli takipçilerim:DBlogumuz değil blogum 1000 tekil gösterimi geçti,1001 tekil gösterim aldı.Tıpkı ''1001 gece masallarındaki gibi'' desem de inanmazsınız çünkü biliyorsunuzdur masalları.Böyle birşey yapsam sizi saf yerine koymuş gibi olurum herhalde,o yüzden bu konuyu erken kapatıyorum:D

Devam edelim ''maceranın'' nasıl başladığına:)Herkes gibi güzel birşeyler yapmak istemiştim...
İnanın şimdi aklıma geldi ; 1001 gece masallarındaki gibi bir masal uydurmak isterdim blogla ilgili ama bu seferde inanın ki hiç gözüm yemiyor:)

Yani sonuç itibariyle 1001 tekil gösterime ulaşmanın; ulaşmış olmanın sevincini yaşıyor ve yazıyorum...
zeytiniseviyoruz'u sizlerle beraber bugünlere getirdik.Bunu yaptıysak devamını da getirebiliriz:D
Haydi kardeşlerim,haydi bacılarım hep birlikte devam edelim(kusura bakmayın seda sayan'ın reklam filmi gibi oldu ama) desteğe:)

Sağlıcakla kalın...


İyi günler...

19 Haziran 2008 Perşembe

Sizce Bu Bir Rastlantı mı?

Evet arkadaşlar blogumuzun başarısının farkında olan:D bir futbolcu arkdaşım...özgeçmişini yayınlamamı istedi...Eee haliyle ben de kıramadım.Benim konuya onun da reklama ihtiyacı vardı:P Her neyse konuya başlayayım.Muratla aramızda geçen konuşmayı buraya yazıyorum;

-kardeşim(ikimizi çok severiz de);benim özgeçmişimi zeytiniseviyoruz'da yayınlar mısın?

Ben de dedim ki

-tabii ki neden olmasın sen özgeçmişini hazırla o zaman

-Eeee

-Eee'si işte ben de yayınlayayım

-Peki başlığı ''Sizce Bu Bir Rastlantı mı?'' yapabilir misin?

-Tamam yaparım.

-Tamam o zaman...


dedi...(ve dedik:D)


O halde bende sözümü tutup yazayım(yayınlayayım);

MURAT YILMAZ (futbol özgeçmişi)

MURAT YILMAZ 2000 yılında ilk futbola iskitler spor kulübünde başlamıştı ve hocası tarafından fiziği yetersiz ve zayıf olarak görülüyordu.Ama hocası bir kere denemeye karar verdi ve bir amatör maçında oynattı.Dediğide çıkmıştı çok yetersiz ve zayıf kalıyordu.1 gol atmıştı ama hocası ona bir tavsiye verdi.Fiziğini ve kalıbını güçlendirmesi için kondisyona ağırlık vermesini istedi.Murat hocasının dediğini yaptı ve tam 1 sene çalıştı haftanın bütün günü idmanlara gitti bazen yoruldu ama hiç yılmamıştı devam etti.Bir sene sonra fiziği mükemmel ve kondisyonu muhteşemdi Murat Yılmaz hocasına çok güvenmişti ve sonu bir harikaydı.Murat Yılmaz maçlara çıktığında süper oynuyordu.Her maçta gol ortalaması yüksekti iskitler spor'la her maçta gol atıyordu ve ANKARA Kupası'nı kaldırmışlardı ve bütün iyi takımları yenmişlerdi(Ankara Gücü,Gençlerbirliği,Ankara Demir Spor vs) Finalde Gençlerbirliği Oftaş'la maçları vardı ve Murat Yılmaz bu maçta attığı 2 süper golle takımını zafere ulaştırmıştı.Murat Yılmaz o sene 39 golle Gol Kralı olmuştu ve bu aldığı ilk değerli ödülüydü.Ondan sonra aldığı diğer gol krallıkları (2004-2005-2006 ve 2007). Bu güzel oyunundan dolayı Ankaraspor'a transfer olmuştu sonra Oftaşspor'a bir sürede Ankaragücü'nde ki PAF(Profesyonelliğe Alıştırma Futbol Ligi) Takımlarında oynadı ama en iyi sezonunu burada Ankaragücü PAF Takımı'nda gerçekleştirmişti . Çünkü hem 42 golle Gol Kralı olmuş hem de AVRUPA GENÇLER GOL KRALLIĞI SIRASI'nda 7. olmuştu ve Fransa'da 7.lik kupasını kaldırmıştı.Oynadığı kulübün başkanı değişmişti.2005 senesinde federasyon başkanı Ankara temsilcisi olmuştu ve bu Murat Yılmaz'ın önünün açılmasına yol açmıştı çünkü o zaman U15 MİLLİ TÜRKİYE TAKIMI'na forvet oyuncu aranıyordu ve Murat Yılmaz'ı seçmişlerdi.Murat Yılmaz çok heyecanlanmıştı.İstanbul'a uçakla seçmelere gitmişti.
Çok iyi oynayanlar vardı ama Murat Yılmaz kararlıydı.Milli futbolcu olmak istiyordu ve seçmeleri zorda olsa kazanmıştı Murat Yılmaz çok mutluydu.Ailesi de gururluydu. Murat Yılmaz ilk Milli Takım formasıyla Malta'yla yaptıkları maçta tam 4 GOL atarak U-15 TÜRKİYE Milli Takım formasını hakkettiğini herkese göstermişti. Murat Yılmaz şu an 17 yaşına giriyor ve Milli Takımda tam 42 Maçta 56 Golü var (U-15de : 22 maçta 27 gol U-16da : 18 maçta 28 gol U-17de 2 maçta 1 gol) SİZE GÖRE BU BİR RASLANTI MI? :D BİZCE DEĞİL...


Bu yazının hepsini(Özgeçmiş kısmını)yazan: Murat Yılmaz
(Murat yazdığı için düşük ve anlamsız cümleleri benden bilmeyin:P)

Lan tamam;iyi tamam güzel hoş da şu imlaya biraz daha dikkat etseydin ya...düzeltene kadar ağladım ya...(ya kusura bakma bir kaç yeri de değiştirdim falan ama:):):))
Neyse sonuç olarak herkesin gönlü oldu.

Murat kardeşim futbol hayatında sana başarılar dilerim.Yalnız İsviçre'ye gidip de benim için eli boş dönmeni de unuttum sanma:D

Sağlıcakla kalın...


İyi günler...

16 Haziran 2008 Pazartesi

Hahahahaahaaaaahaaaaaa

Gol!Gool!!Goool!!!

Saatler 21:45'i gösterdiğinde kalpler ve hayatlar durmuş,birleşmişti.Bütün Türk milleti
tek yürek olmuştu.Maçın ilk yarısı Türk Milli Takımı kendisinden beklenen oyunu sergileyemese de ikinci sahadfa bir kaplan gibi kükredi bir fırtına gibi esti.Kimse bu futbolu beklemiyordu onlardan.Bir kez daha futbolun Türkiyede yürekle oynandığını kanıtladılar.Resmen Allah yardım etti.Bir mucize gerçekleşti sahada.-Bir tufan bir gök gürültüsü,aman Allah'ım neler oluyordu sahada(tamam abarttım biraz:D)-
Maçın en kötü oyuncusu Tuncay;en iyi oyuncuları ise,ARDA,NİHAT KAHVECİ ve HAMİT'ti.Gerçekten iyi futbol sergilediler.Allah başarılarına başarılar katsın,Allah ne muratları varsa versin:)Bizi böylesine mutlu ettiler.Sevinçten insan yerinde duramazdı.
Söylenecek laf yok zaten fazla,ciddi ciddi maçı çevirdiler işte daha da ötesi yok yani...Maçın adamı da Nihat abi seçildi ve de hakkıdır.Nihat abide birşey de dikkatimi çekti,uzun süredir yurtdışında yaşamasına rağmen çok güzel Türkçe konuşuyordu.Bu da çok hoşuma gitti açıkçası.
Çek'lerin de hakkını yememek lazım,adamlar güzel oynadılar.Ama bizimkiler daha iyiydi:D
Bütün oyuncularımızdan Allah razı olsun...

Sağlıcakla kalın...


İyi günler...

15 Haziran 2008 Pazar

Ben Büyükelçi Olacağım

Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım. Ben büyükelçi olacağım.

14 Haziran 2008 Cumartesi

Helldorado-A Drinking Song












Son zamanlarda Milli Takım oyuncularımızın omuz omuza girerek söyledikleri şarkı var ya...Hah işte o;o şarkıda Helldorado isimli bir grubun şarkısının melodisi kullanılmış...Mtv miydi,Dreamtv miydi tam hatırlayamıyorum gezerken karşıma bu melodi çıktı...Dedim; ''aaa bu bizim Milli Takımın şarkısı değil mi?'' değilmiş:)
Hatırlarsanız bundan öncede Cat Steven'ın şarkısı ''Lady D'arbanville'' uyarlanmıştı.Şu anda aklımda uçuşan fikirlerden biri de niye hep böyle yabancı şarkılardan yapıyorlar , Milli duygularımızı diken diken yapan şarkıları???Güzel olmuş mu? olmuş...Zevkle dinliyor muyuz? dinliyoruz...Ama insanın aklına böyle düşünceler ve sorular geliyor...Neyse biz işimize bakalım,yazımızı yazalım...:D
Bir de şu yönden bakmak lazım ki Helldorado diye bir grup tanınmış oldu.Hoş önceden bilenlerimiz vardır,buna ben de dahilim.Ama ben isminden dolayı önyargıyla yaklaşıyordum...Bu şarkıları hoşuma gitti ama...Hoş bir tınısı var...
Sonuç itibariyle dinlediğimiz şarkı;

Helldorado-A Drinking Song

'muş...

Şu anda da dinleyebilirsiniz...

Sağlıcakla kalın...

İyi günler....

12 Haziran 2008 Perşembe

Cengiz Aytmatov Hakk'ın Rahmetine Kavuştu


Bugün üzücü bir haberle yazıma başlıyorum Cengiz AYTMATOV hayata gözlerini yummakla beraber veda etti...Dünyanın en önemli edebiyatçılarından olan Aytmatov 10 Haziran 2008'de Almanya'nın Nurnberg şehrindeki Klinikum Nord'da böbrek yetmezliği tanısıyla öldü...
Edinilen bilgiye göre 16 Mayıs 2008'den beri bu klinikte böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi görüyordu.En son komaya giren Aytmatov 10 Haziran günü yaşama veda etti.Çoğumuzun ''Selvi Boylum Al Yazmalım'' filminin senaristi olarak tanıdığı sevilen edebiyatçı Kırgız Cengiz Aytmatov'un bir çok eseri bulunmaktadır...
Kendini kanıtladığı ve en önemli eseri ise Cemile'dir.Louis Aragon Cemile'yi ''en iyi aşk hikayesi'' olarak tanımlamıştır.
Benim kendisi hakkında pek fazla bilgim olmamasına rağmen hoş bir sempati duymaktayım.Birkaç blogda kendisi hakkında yazılar yazmış ama ben de onun anısına birşeyler yazmak istedim...
Mekanı cennet olsun...


Yunus Emre'nin notu:Arkadaşlar edebiyatçımızın ruhuna bir Fatiha'da bizler hediye edersek mutlu olacaktır...

Sağlıcakla kalın...

İyi geceler...

10 Haziran 2008 Salı

Sülünler Yumurtadan Çıkıyor

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün gerçekleştirdiği proje kapsamında nesli tükenmekte olan sülünlerin yumurtadan çıkış anına tanıklık yapın. Sülün yumurtaları çatlamaya başladı. Sülünler yumurtadan çıkıyor. 13 Haziran 2008 tarihine kadar 24 saat boyunca keyifle izleyebilirsiniz.
Sülünlerin yumurtadan çıkışını 5 gün boyunca 24 saat canlı izleyebilirsiniz.


Kaynak:http://haber.mynet.com/main/sulun.html

7 Haziran 2008 Cumartesi

Çok Güzel Fotoğraflar Bunlar


Arkadaşlar blogspot'da geziyordum ki yabancı bir arkadaşın bloguna rastladım.Sanırım sadece enterasan ve güzel fotoğraflar üzerine kurulu bir blog...Blogu gezerken çok güzel fotoğraflara rastladım.Ama kimin veya kimlerin yaptığını bilmiyorum.Ama adamlara saygı duydum yani.Helal olsun...Resmen sanatlarını icra etmiş adamlar...Soldaki fotoğrafta karpuzdan insan yüzü çıkartmışlar...Hani bizimkiler yapıyorlar ya sepet falan,karpuzdan.Yani bunu görünce çok şaşırdım.Anladığım kadarıyla tek seferde,tek bir karpuzdan direk oyarak yapmışlar.Takdire şayan bir çalışma olmuş bence...Çok güzel bir kompozisyon olmuş.Meyvelerin uyumuydu falan tek kelimeyle süper olmuş...Tekrar tebrik ediyorum...

Sağdaki resimde de deniz canlılarını ele almışlar,bir güzel oymuşlar...Bence bu da çok güzel bir çalışma olmuş...Başka bir sürü çalışma var ama benim için en çok göze çarpanlar bunlar...Demek ki insan hayal gücünü zorlarsa yapamayacağı şey yok...Bunlar benim hoşuma gidenler...Verdiğim bağlantıda daha fazlasını bulabilirsiniz...

Sağlıcakla kalın...

İyi günler...

4 Haziran 2008 Çarşamba

''Dünya Çevre Günü''nüz Kutlu Olsun


Bugün başlıktan da anlayacağınız gibi ''Dünya Çevre Günü'' ve gününüz kutlu olsun:)
Bugün okullar yeşil alanlara giderek çöp toplayacaklar.Deniz kıyısındaki okullar da sahile inip sahili temizleyeceklermiş.Aldığımız son bilgiler böyle...Zaten çoğu okul ya dikkate almıyor.Ya da çocuklar okula gitmiyor.Genel de de insanlar da kene korkusu var.Şu sıralar da artmış. -öyle diyorlar yani-
Bir de başımıza kene çıktı ya...Durup dururken...Araştırmacı ve gündemi takip eden insanların aklına genelde bunun komplo olduğunu geliyor.Çünkü eskiden kene ısırığı öyle büyük birşey değilmiş...Neyse konudan sapmayalım....:D


Dünya Çevre Günü'nün tarihçesi ise şöyle;;;

1972 yılında İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi.


Eeee fazla geniş bir tarihçesi olmasa da yine de aklınızda bişeyler oluşmuştur...:D
Neyse artık önümüzdeki yazılarda görüşürüz...

Kendinize iyi bakın,sütünüzü sıcak içmeyin,arkdaşlarınızla iyi anlaşın,annenizi üzmeyin....:D

İyi günler....

3 Haziran 2008 Salı

KÜÇÜK SİNEMACILARDAN BÜYÜK FİLMLER YARIŞMASI 2008


Bir önceki yazımda bahsettiğim (-şu katılıp katılmayacağım belli olmayan kısa film yarışması-)kısa film yarışmasından biraz bahsetmek istiyorum.Arkadaşın teki de istemiş zaten bu da bir vesile oldu...Evet IICFF(International Istanbul Film Festival-Uluslararası İstanbul Film Festivali-)'nin düzenlediği bir yarışma.Yarışmaya;11-15 yaş arası gençler katılabiliyor...Resmi sitedeki açıklama ise şöyle;

''Biz kimiz?
Uluslararası İstanbul Çocuk Film Festivali (IICFF), dünyanın her tarafından gelen filmlerin her yıl İstanbul'da gösterildiği uluslararası bir organizasyondur. Yarışmayı bu yıl dördüncü kez düzenliyoruz. Geçen yıl, Küçük Sinemacılardan Büyük Filmler Yarışması'na katılan ve 6-15 yaş arası Küçük Sinemacılar'ın çektiği, ödüle değer bulunan 12 film de festival kapsamında gösterilmiştir.

Neyi arıyoruz?

6-15 yaş arası kendi filmini çeken ve Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali 2008'de filminin gösterilme şansına sahip olmak isteyen yönetmenleri arıyoruz.


Biz ne yaparız?

Çocuklar için yapılan filmleri gösteririz. Her türlü yapımı kabul ediyoruz; çizgi film, aksiyon, komik filmleri, hüzünlü filmleri, sanatsal filmleri ve dizi filmleri. Sizin gönderdiğiniz filmleri, film yapımcıları, oyuncular, yönetmenler, yazarlar, psikologlar, senaryo yazarları, televizyon programcıları ve eğitimcilerden oluşan seçim komitesi değerlendirmeye alır.


Siz ne yaparsınız?

Sinemada gösterime gireceğini düşündüğünüz filminizi bize gönderin. Filminiz jüri tarafından seçildiği takdirde, diğer Küçük Sinemacıların ve profesyonel sinemacıların yaptığı filmler ile birlikte gerçek sinemada yüzlerce çocuğa gösterilsin.


Eğer katılmak isteyen buyursun kazanacakları ise şöyle;

Ne kazanabilirsin?

Seçilen filmler Küçük Sinemacılardan Büyük Filmler Yarışma Ödülleri için yarışacak. Ödüller her zaman heyecanlı gerçekleşen Uluslararası İstanbul Çocuk Film Festivali (IICFF) Açılış Galası ve Ödül Töreninde duyurulur. Oscar ödülleri gibidir fakat sadece Küçük Sinemacılar içindir. Kazananlar evlerine plaket ile dönerler ve katılan herkese sertifika verilir. Birinci olursanız Dijital Kamera, İkinci olursanız Dijital Fotoğraf makinesi eğer üçüncü olursanız DVD Player kazanabilirsiniz.

Resmi web sitesi


İşte böyle umarım yararlı bir yazı olmuştur...


İyi günler....

Powered By Blogger